Fransız kralı XIV Louis’in Çin’e hiç ulaşmayan mektubu
336 yıl önce yazılan bir mektubun Avrasya kıtasını aşarak Uzak Doğu’ya ulaşması bekleniyordu.
Mektubun sahibi Bourbon Hanedanı’nın refahını yaratan The Sun King XIV Louis’in kendisidir. Hüküm sürdüğü 70 yıldan fazla sürede, Fransa güçlü ve ekonomik refaha sahip bir ülkeydi. Onun başkanlığında inşa edilen Versailles Sarayı kompleksi dünyada ün kazandı ve daha sonraki nesillere değerli kültürel mirasları bıraktı.
Fransa Kralı XIV Louis, 1685 yılında.
Aynı dönemde, Doğudaki Yasak Kent’te, İmparator Kangxi de kendi başarılarına imza atmıştır. Yönettiği 61 yılda Kangxi, birleşik, çok etnik yapılı devleti sağlamlaştırdı, Qing Hanedanı’nın refahının temelini hazırladı, Qing ile yabancı ülkeler arasındaki ticari ve kültürel temaslarda yeni sayfa açtı.
Günlük giysisiyle İmparator Kangxi.
Uzak, gizemli ve güzel olan Çin, bu dönemde Batı’nın lüks rüyasıymış. Bu hayranlık XIV Louis için de istisna değilmiş.
1655 yılında Hollandalı gezgin Johan Nieuhof Çin’e seyahat yapmış, Guangdong eyaletinden başkent Beijing’e kadar Çin’de gördüğü ve duyduğu şeyleri Het gezantschap der Neerlandtsche Oost-Indische Compagnie aan den grooten Tartarischen Cham, den tegenwoordigen keizer van China başlıklı bir kitapta toplamıştı. 17. yüzyılda Çin’in coğrafyası, kültürü ve mimari özelikleri gibi bilgileri aktaran kitap, Batılıların Çin’i tanımasına yardımcı olan önemli bir malzeme oldu.
Nieuhof’un çok satan kitabının etkisiyle kitapta tasvir edilen, Nanjing kentinde bulunan bir sırlı pagoda, uzun bir süre Batılılarda derin bir etki bıraktı ve Çin mimarisinin başlıca sembolü oldu.
1670 yılında XIV Louis’in emri üzerine, Versailles Sarayı’nda Trianon Porselen Sarayı inşa edildi. Pagoda tarzındaki çatısı ve mavi-beyaz porselen parçalarla süslenen bu mekanda Çin’deki sırlı pagodanın etkisini görmek mümkün.
Adam Perelle bahçesinin bir yanında yer alan Trianon Porselen Sarayı
Çin ile Batı ülkeleri arasında porselen ticareti ve bilimsel araştırma faaliyetlerinin artmasıyla, Fransa’nın Çin’e merakı günden güne arttı.
1685 yılında Fransa Çin’e “Kralın matematikçileri”nden birkaç kişi gönderdi. Deniz yoluyla seyahate çıkan matematikçilerden mesaj alamayınca, Fransa bir misyoner heyetini daha göndermeyi kararlaştırdı. Bu seferki ekip karayolunu kullanacaktı.
Fransız misyonerler daha yola çıkmadan önce, XIV Louis bir mektup yazdı ve bu mektubun dağlar ve nehirleri aşarak düşlediği Çin’e ulaşmasını istedi.
1688 yılında XIV Louis’ten İmparator Kangxi’ye mektup
Ancak çeşitli sebeplerle, bu değerli mektup İmparator Kangxi’nin eline ulaşmadı. Buna rağmen, Fransa ile Çin arasındaki temaslar durmadı. Haberleşme imkanları kısıtlı olduğu o dönemde iki ülke karşılıklı olarak büyükelçi göndermedi, aynı zamanda aktif diplomatik politikalar izlediler. Qing İmparatorluğu’nun saraylarına hizmet eden Fransız misyonerler, işte bu konuda önemli bir bağ kurulmasında etkili oldu.
1688 yılında XIV Louis tarafından gönderilen 6 matematikçiden 5’i Beijing’e ulaştı ve iki kişi Yasak Kent’te kaldı.
İmparator Kangxi’nin yönetiminde, yabancı ülkelerle ticaret için limanlar kuruldu, dış ticaret ve temaslar başlatıldı, Batı’dan bilimleri öğrenmek teşvik edildi ve bu yolla Çin ve Batı kültürleri arasındaki temaslarda yeni sayfa açıldı.
Joachim Bouvet ve diğer bir Fransız misyoner Yasak Kent’e girdikten sonra İmparator Kangxi’yle iyi bir ilişki kurdu ve Kangxi’yle bir arada bulundukları anları kaydetti:
“Daha önce yaptığı bazı sınav soruları için bize danışmaya veya bize bazı yeni sorular yöneltmeye acele eder.”
“Sıradan vatandaşlar, adalet hevesini ve memurlarına ve halkına olan baba sevgisini takdirle karşılıyor… Bu kadar meşgul olan bir imparator yine de bilimleri merak ediyor ve çok çalışıyor, sanata bayılıyor.”
“XIV Louis’in başarılarını kapsamlı şekilde anlattık. Bunu diyebiliriz: İmparator da her şeyden önce XIV Louis’in başarılarını dinlemeye hevesliydi.”
Çin imparatoru ile astronomlar adlı duvar halısı.
Adı geçen Fransız misyonerler imparatorun bilim öğretmeni olmalarının yanı sıra, Qing İmparatorluğu’nun diplomatik müzakerelerine katıldı, coğrafi haritalama çalışmalarına başkanlık etti. Hatta imparator hastalandığında onu tedavi etti. Çin imparatorluk saraylarındaki sanat, bilim, mimari, tıp bilimi ve haritalama gibi alanlarda önemli bir yer alan bu misyonerler, imparatorun yanında büyük etkiye sahip olan kişiler arasına girdi.
Bu dönemde bilim ve sanat, Çin-Fransa temaslarının esas alanıdır, hediyeler ise bu temasların önemli bir taşıyıcısıydı.
Yasak Kent Müzesi’nde saklanan, 17. yüzyıla ait altın kaplamalı bronz kapaklı ve insan figürlü cep saatinin, büyük ihtimalle XIV Louis tarafından İmparator Kangxi’ye gönderilen bir hediye olduğu savunuluyor.
bronz kapaklı cep saati.
Cep saatinde Fransız imparatorluk sarayının sembolü olan, mavi emaye üzerinde altın renkli zambak desenleri bulunuyor. Saatin arka kapağında XIV Louis’in kabartma figürü bulunuyor. En ilginç olanı ise saatin makinesindeki sarkacın koruyucu ünitesi üzerinde Çin imparatorunu simgeleyen 5 pençeli hareketli bir ejderha deseninin olmasıydı.
cep saatinin makinesi
Bu tarihi eserde hediye veren ve alan her iki imparotorun da yansıtılması ve Çin’e özgü ejderha imajının cep saatinin tasarımında kullanılması, Fransız sarayının Çin kültürüne olan ilgisini gösteriyor. Çin halkı tarafından büyük ilgi gösterilen bu cep saatinin hediye olarak seçilmesi Çin-Fransa dostluğuna verilen büyük değeri yansıtıyor.
Fransız misyoner Joachim Bouvet, 1697 yılında İmparator Kangxi’nin özel elçisi olarak Paris’e döndü ve burada XIV Louis’e, Kangxi’nin nitelikleri davet etme arzusunu aktardı ve Yasak Kent’ten hediyeleri iletti. Bouvet Çin’e dönerken yanındaki hediyeler arasında XIV Louis’in bir potresi yer aldı. İmparator Kangxi, potreyi aldıktan sonra önünde uzun zaman durdu. Bouvet bununla ilgili şunları yazdı:
“İmparator potreyi uzun uzun inceledi. Renkleri doğal ve canlı olan bu portre, sanki onun gözleri önüne lirik bir şekilde, daha önce duyduğu, kralımızın yaşadığı tüm mucizeleri getiriyor.”
Medeniyetler arası diyalogun ışığı o anda parlıyor.
Doğu ve Batı’nın iki hükümdarı, mektuptaki beklentiler, cep saatindeki karşılaşma, potreye bakış… Bütün bunlar, Çin ile Fransa sarayları arası temaslar ve kültürel iletişimin tarihinde anılmaya değer anlara tanıklık ettiler.
Bugün Yasak Kent Müzesi’nde bir sergi düzenleniyor. Yasak Kent ve Versailles Sarayı adlı sergi, 17. ve 18. yüzyıllarda Çin ile Fransa arasındaki temaslara odaklanıyor. Sergi, 30 Haziran’a kadar sürecek.
Hibya Haber Ajansı