Cumhurbaşkanı Erdoğan: İsrail’in kalıcı ateşkesi kabul etmeye zorlanması lazım
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
"Aziz kardeşim Cumhurbaşkanı Sayın Tokayev’e nazik davetleri ve cömert misafirperverlikleri için teşekkür ediyorum.
Zirve için belirlenen "Sürdürülebilir Barış ve Kalkınma Arayışı'nda Çok Taraflı Diyalogun Güçlendirilmesi" teması son derece isabetli olmuştur. Kural temelli uluslararası sistemin sütunlarının sarsılmakta olduğu bir dönemden geçiyoruz.
Terörizm, İslam ve yabancı düşmanlığı, düzensiz göç, iklim değişikliği, enerji ve gıda güvenliği ile tedarik zincirlerindeki aksamalar gibi meydan okumalar, yaşanan jeopolitik sarsıntıların şiddetini artırıyor.
Bunun en son ve acı örneği hepimizin gözleri önünde Gazze başta olmak üzere işgal edilmiş Filistin topraklarında sergilenmektedir.
Gazze'de ayrım gözetmeksizin gerçekleştirilen saldırılar sonucu yaklaşık 40 bin masum hayatını kaybetti. Yaklaşık 90 bin Filistinli yaralandı. 16 binden fazla masum çocuğun altında can verdikleri yıkıntılar, esasen meşruiyetini kaybeden uluslararası sistemin enkazıdır.
Bu yıkıma son vermek için İsrail'in durdurulması ve kalıcı ateşkesi kabul etmeye zorlanması lazım. Bunun için de İsrail yönetimi üzerindeki baskının artırılarak sürdürülmesi gerekiyor.
Elbette uluslararası düzenin karşı karşıya kaldığı tüm bu krizler karşısında karamsarlığa kapılmadan tüm samimiyet ve gayretiyle küresel adalet için seslerini yükselten ilkeli ülkeler de var.
Türkiye olarak mütemadiyen mevcut uluslararası düzenin zafiyetlerine dikkat çekiyoruz. Güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu küresel adaletsizlikleri ortadan kaldıran, ekonomik eşitsizliklerin üzerine giden, barış, güvenlik, istikrar ve refah üreten etkili ve tüm insanlığı kucaklayıcı bir uluslararası sistemin inşası için tüm engellemelere rağmen çalışıyoruz.
Amacımız insanı ve insani değerleri merkeze alan girişimci diplomasi anlayışıyla bölgemizde ve ötesinde bir barış kuşağı tesis etmektir.
Dünya bu çalkantıları yaşarken, aynı zamanda bir terör tehlikesiyle de karşı karşıyadır. On binlerce vatandaşını terör örgütlerine kurban vermiş Türkiye, terörün kanlı yüzünü çok iyi bilen, tanıyan bir ülkedir.
PKK, PYD, YPG, FETÖ ve DEAŞ dahil terörizmin farklı biçim ve tezahürleriyle 40 yıldır mücadele ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz.
Uzun yıllara dayanan terörle mücadele tecrübemiz, uluslararası iş birliğinin bu tehditle başa çıkmak için elzem olduğunu gösteriyor.
Bu kapsamda, Şanghay İşbirliği Teşkilatı ile diyaloğumuzu daha da güçlendirmeye hazırız. Bölgesel çatışmalar, siyasi istikrarsızlıklar ve yoksulluk, tarafından tetiklenen uluslararası göç hareketleri de temel kırılganlıklardan biri haline geldi.
Türkiye olarak geçici koruma altındaki Suriyeliler de dahil olmak üzere takiben 4 milyondan fazla yerinden etilmiş insana ev sahipliği yapıyoruz.
Uluslararası toplumun da sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini her fırsatta dile getiriyoruz. İnsani yardımlar, bahsettiğimiz sorunlarla mücadelede temel araçlardan bir diğeridir. Gazze'ye gönderilen yardımların üçte birini Türkiye olarak biz üstlendik.
Yaklaşık 620 ton insani yardım taşıyan 20. iyilik trenimiz 12 Haziran'da Afganistan'a ulaştı. Keza yakın zamanda toplamda 24 tonluk gıda maddesi ve ilacı da Türk Hava Kuvvetlerimize ait bir kargo uçağıyla Afganistan'a ilettik. Bu bağlamda da sizlerle ortak bir sinerji oluşturmaya hazırız.
Uluslararası toplumun sağduyulu, sorun çözücü ve ilkeli bir mensubu olarak Türkiye, küresel sınamalarla mücadelede önemli bir güç çarpanıdır.
Yeniden Asya girişimimiz ile ata yurdumuz Asya ile ilişkilerimizi her alanda karşılıklı yarar ve ortak öncelikler temelinde güçlendirmeyi hedefliyoruz.
Girişim kapsamında Asya'nın kadim istişare geleneğinin temsilcisi olan ve çok taraflı bir diyalog zemininin temsilcisi Şanghay İşbirliği Teşkilatı ile bu minvalde de ilişkilerimizi geliştirmeye önem veriyoruz.
2013'ten bu yana sahip olduğumuz diyalog ortaklığı statümüz sayesinde, teşkilat Asya ile önemli diyalog kanallarımızdan birisi haline gelmiştir.
Bilindiği üzere, 2017 yılında, teşkilatın Enerji Kulübü Üst Düzey Grubu'nun dönem başkanlığı görevini üstlenmiştik. Üye olmayan bir devletin böyle bir görevi icra etmesi teşkilat içinde bir ilki teşkil etmişti.
Ülkemizce layıkıyla yerine getirilen bu sorumluluk, teşkilatla ilişkilerimizin ne kadar geliştiğini göstermesi bakımından çok kıymetli.
Teşkilatın Asya'da çok taraflılık hedefine katkı sağlamaya güvenlik, enerji ve bağlantısallık başta olmak üzere birçok alanda işbirliğimizi sürdürmeye devam edeceğiz.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyorum. Başta ev sahibi Kazakistan olmak üzere zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum."
Hibya Haber Ajansı