Bir sonraki Avrupa Komisyonu'nun yapısını şekillendirecek ve göç ve iklim eylemi gibi kilit alanlarda bloğun siyasi yönü üzerinde büyük bir etkisi olabilecek seçimlerin sonuçlarının Pazar akşamı açıklanması bekleniyor.
Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen'in merkez sağ Avrupa Halk Partisi'nin parlamentodaki tek büyük grup olarak kalması beklenirken, onu merkez sol Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) ile liberal Renew takip edecek.
Ancak bu yılki oylama özellikle yakından takip ediliyor çünkü anketler popülist ve aşırı sağcı partilerin -doğrudan iktidara gelmelerine yetmese de- ana akım üzerindeki etkilerini önemli ölçüde arttırabilecek büyük kazanımlar elde edeceğini öngörüyor.
Dün öğleden sonra, Hollanda'da sandıkların açılmasından saatler önce, İslam karşıtı Özgürlük Partisi (PVV) geçen Kasım ayında yapılan seçimleri birinci sırada tamamlayarak Avrupa'yı şoke eden aşırı sağcı Geert Wilders Lahey'deki pazar yerinde kampanya yürütüyordu.
Etrafı röportaj yapmak isteyen gazeteciler ve selfie çektirmek isteyen insanlardan oluşan bir kalabalıkla çevrili olan Wilders, destekçilerini oy vermeye çağırarak seçimin iltica ve ulusal egemenlikle ilgili olduğunu, önümüzdeki günlerin Avrupa'nın geleceği için çok önemli olduğunu söylüyordu.
Sözleri her zamanki AB karşıtı söyleminden bir sapmaya işaret ediyordu. PVV uzun süredir Hollanda'nın AB üyeliğine ilişkin bir “Nexit” referandumu yapılması çağrısında bulunuyordu, ancak bir sonraki koalisyon hükümetini kurmak için yaptığı son anlaşmada bu ve diğer vaatlerinden vazgeçmek zorunda kaldı.
Hollanda'nın 31 AP üyesi için yapılan son anketlerde PVV'nin, “özgür, sürdürülebilir, güvenli ve demokratik bir AB” için kampanya yürüten eski komisyon başkan yardımcısı Frans Timmermans'ın liderliğindeki Yeşil-Sol-İşçi ittifakı ile başa baş bir koltuktan sekiz koltuğa çıkacağı tahmin ediliyor.
Hibya Haber Ajansı
